D vitamini vücudumuzda 7-dehidrokolesterol olarak bulunan ve UVB ışınlarıyla aktifleştirilen, dışarıdan hayvansal kaynaklı kolekalsiferol bitkisel kaynaklı ergokalsiferol 'ün vücutta metabolize edilmesi sonucu hormon görevi gören bir vitamindir.
D vitaminin en önemli bilinen rollerinden biri kalsiyum emilimini arttırmasıdır. D vitamini varlığında diyetle alınan kalsiyum %30-40 oranında emilirken yokluğunda %10-15 oranında emilmektedir. Kemik sağlığında önemli rol oynayan D vitaminin eksikliğinde meydana gelen en bilinen iki hastalık raşitizm ve ostemalazidir. Ancak; son yıllarda yapılan çalışmalar D vitaminin 2000’den fazla genin düzgün çalışmasını sağladığı belirlemiştir. Buz dağının görünen tarafında rikets ve osteomalazi olsa da görünmeyen tarafında güncel yapılan çalışmalarda Tip 1 diyabet, Obezite, Romatoid artirit, Multiple Skleroz, Enfeksiyon Hastalıkları, Depresyon, Şizofreni, Otizm, Hipertansiyon, Kanser (Kolon, meme, mide, prostat, pankreas) gibi hastalıklarında olduğu belirtiliyor. D vitamininin enfeksiyon hastalıklarından korumaktadır. Hatta tedavi edici özelliğine dair yayınların artması da dikkat çeken bir nokta olarak karşımıza çıkmaktadır. Obezlerin de birçoğunda serum 25(OH)D düzeyleri düşüktür. D vitamini kilo kaybına yardımcı leptinin salgısını artırmaktadır.
D vitamini kaynakları nelerdir ve neden eksikliği görülmektedir?
D vitaminin en önemli kaynağı güneştir. Dik açıyla geldiğinde el, kol ve yüze 5-10 dk. arası ile maruz kalmanın ihtiyacın %50 ile %90’ının karşılayabileceği belirtilmiştir. Fakat son yıllarda D vitaminini sadece güneşle karşılaşıldığında yeterli midir sorusu sıkça sorulmaktadır. Ülkemiz güneşi hiç bir zaman dik açıyla almıyor. Ülkemizin bulunduğu 35°-50° enlemlerinde Kasım ile Şubat ayları arasında güneş ile alınan D vitamini yetersizdir. Yaş ilerledikçe D vitamini sentezi azalır, cilt yaşlandıkça yapısında UV değişimlerden dolayı D vitamini sentezi azalır. Koyu tene sahip bireylerde tendeki UVB emilimi daha az olduğu için eksikliği görülme olasılığı daha fazladır. 8 SPF üzerindeki UVB ışınlarını önleyen güneş koruyucuların varlığı, sisli/bulutlu hava şartları, şehirleşmeyle birlikte gelen yüksek binalar ve hava kirliliği nedeniyle daha az UVB ışınına maruz kalınır ve ciltte D vitamini sentezi azalır. Bilinenin aksine D vitamini sentezi cam karşısında olamamaktadır. Sedanter yaşam tarzına sahip sürekli içerde vakit geçiren özellikle yaşlılar ve ofis çalışanlarının yeterli D vitamini sentezlemediği belirtilmektedir.
En yüksek D vitamini içeren besin kaynaklarından bir tanesi balıktır. Balıklardan sonra margarin ve yumurta sarısının önemli bir kaynaktır. Bir yumurtada yaklaşık 70 IU vardır. Farklı ülkelerde gıdalar D vitaminiyle zenginleştirilmektedir. Türkiye’de sütlerde D vitamini zenginleştirilmesi yapılmamaktadır ve ülkemizdeki sütlerin ortalama 100 gramında 35-40 IU D vitamini bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletlerinde zenginleştirilen sütlerin 100 gramında 40-51 IU D vitamini bulunmaktadır. D vitamini anne sütünde en az bulunan vitamindir. Ülkemizde yapılan araştırmaların tümünde kadınların D vitamini seviyesi düşük olduğu belirtilmiştir. Anne sütünde bulunan D vitamini 0-1 yaş arası bireylerin ihtiyaçlarını karşılamamaktadır. Sadece anne sütüyle beslenen çocukların özellikle ülkemizde sıkı giydirilmesi nedeniyle risk altındadır.
D vitamini seçiminde önemli olan faktörler :
D vitaminin hayvansal kaynaklı formu olan D3 (Kolekalsiferol) formu bitkisel kaynaklı form olan D2’den (ergokalsiferol) 5-10 kat daha etkilidir. D3 vitamini, D2 vitaminine göre aktif formuna 5 kat daha fazla dönüşür. D3 vitaminin D2 vitaminine göre raf ömrü daha uzundur. Damla formların aksine D3 vitaminin tablet formu doz takibinin yapılmasını kolaylaştırır.
D vitamini eksikliğini önlemek için neler yapılmalı?
Risk grubundaki kişilerde tarama amacıyla serum 25(OH)D seviyelerine bakılmalıdır. IOM’e göre (Institute of Medicine) 1 yaşından küçük bebeklerin günde 400 IU, 1-70 yaş arası bireylerin 600 IU ve 70 yaş sonrası bireylerin 800 IU D vitamini alması sağlanmalıdır. Obez çocuk ve yetişkinler ile bazı ilaçlar kullananlar (antikonvülzan ilaçlar, glukokortikoidler, ketokonazol gibi antifungal ve AIDS ilaçları) kendi yaş grubu için önerilen günlük önerilen D vitamini miktarının en az 2-3 kat daha fazlasını almalıdır.
Dyt. Beria ÇIRAK